18 Eylül 2011 Pazar
TROAS
ALEKSANDRIA TROAS
Büyük İskenderin komutanlarından Antigos Monophthalmos(tek gözlü) tarafından M.Ö.310 yılında Antigoneia adı ile kurulmuştur.Antigonos'un ölümünden sonra,Trakya kralı Lysimachos Büyük İskenderin adına şehiri Alexandreia-Troas diye adlandırmıştır.Çevrede yer alan 7 şehirin hakları buraya yerleştirilmiş ve genişleyen şehir günümüzde bir kısmı hala ayakta duran 8.km. bir sur ile çevrilmiştir.
M.Ö. 1.yy'da Alexandreia-Troas şehirinin ismi İmparator Augustus tarafından Clonia Augusta Troadensis olarak değiştirilmiştir.
M.S. 4.yy'da Büyük İmparator Konstantin Alexandreia-Troas'ın başkent olabileceğini düşünmüştür.
Alexandreia-Troas şehiri bir deprem sonucu büyük ölçüde yıkılmıştır.Bugünki kalıntılarından Tiyatro,Maldelik,Agora Tapınağı,Doğu Kapısı,Herodes Atticu Hamamı ve Liman görülmeye değer bir durumdadır.
HERODES ATTİCUS HAMAMI
Anadoludaki günümüze ulaşabilen hamam yapılarının en büyüklerinden bir tanesidir.M.S. 2yy'da büyük bir deprem sonucu yıklımış olan hamam antik dönemin en zengin kişilerinden bir tanesi olan Atinalı Herodes Atticos tarafından yeniden yapılmıştır.19 yy'ın başlarına kadar büyük bir kısmı ayakta olan yapı bir deprem sonucunda tekrar yıklımıştır.
Çanakkale’nin Ezine İlçesi’ne bağlı Geyikli Beldesi’ndeki Aleksandreia Troas Antik Kenti’nde bulunan ve Anadolu’daki, Roma Dönemi’ne ait en büyük hamam olan Herodes Attikus, gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.
Kazı Başkanı Alman arkeolog Prof. Dr. Elmar Schwertheim, kazılarda, Almanya’nın Münster Wesfalische Wilhelm Üniversitesi ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü’nden 30 kişilik ekibin yer aldığını söyledi.
Çanakkale Arkeoloji Müzesi ile 1997 yılında başlatılan kazı çalışmalarının 2002 yılından beri kendi başkanlığında yürütüldüğünü bildiren Prof. Dr. Schwertheim, “Bu yıl çalışmalar tapınak, kentin ana caddesi, agora ve surlarda sürüyor. Bölgede yaklaşık 100 yıllık bir kazı çalışması yapılması planlanıyor. Şehrin Doğu Kapısı’ndaki (Ana Kapı) restorasyon çalışmaları da devam ediyor” dedi.
Prof. Dr. Schwertheim, Aziz Paulus’un, Hıristiyanlığı Avrupa’ya yaymak için bu kentten geçtiğini, bu nedenle kentin inanç turizmi açısından da büyük önemi bulunduğunu belirtti.
YAPININ DEV ÖLÇÜLERİ, AYAKTAKİ KEMERLERDEN ANLAŞILIYOR
Prof. Dr. Schwertheim, bölgedeki asıl önemli yapının M.S. 135 yılında inşa edilmiş ve kentin simgesi haline gelmiş Herodes Attikus Hamamı olduğunu ifade etti.
KOÇALİ KÖYÜ
YEDİTAŞLAR GRANİT OCAĞI
Hamamın gün yüzüne çıkarılmayı beklediğini, ancak bölgenin kazılabilmesi için oldukça fazla ödeneğe ve zamana ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Dr. Schwertheim, “1809 yılına kadar büyük kısmı ayakta olan yapı, bir deprem sonucu yıkılmış ve bugün görünürde, bir kemeri kalmıştır. Bu hamamın ölçüleri oldukça büyüktür. Cephesi yaklaşık 100 metredir. Anadolu’daki Roma Dönemi’ne ait bugüne kadar bilinen en büyük hamam yapısıdır. Yapının anıtsal ölçüleri, bugün ayakta kalan kemerlerden anlaşılmaktadır. 2000 ve 2001 yılında yapı araştırmaları tarafından restorasyon projesi hazırlıklarına başlanmış, yumuşak ve deniz kabukları içeren kireç taşından yapılmış ve yıkılma tehlikesi çok yüksek olan kemerlerden birisi koruma altına alınmıştır” diye kaydetti.
Prof. Dr. Schwertheim, 1 Ağustos tarihinde başlayan bu yılki kazı çalışmalarının 15 Eylül’de sona ereceğini sözlerine ekledi.
TEK GÖZLÜ ANTİGONOS’UN KURDUĞU KENTİN TARİHÇESİ
M.Ö. 4. yüzyılın sonlarında Antigonos Monoftalmos (Tek gözlü Antigonos) tarafından Antigoneia adıyla kurulan kent, M.Ö. 3. yüzyılın başlarında Lysimakhos tarafından Büyük İskender’in adına Aleksandreia Troas adıyla tekrar kuruldu.
Kentin deniz kenarında yer alması ve doğal koylarının bulunması, buranın klasik dönem ya da Helenistik dönem öncesinde kullanılan bir yerleşim bölgesi olabileceği olasılığını arttırıyor.
Anadolu’nun en büyük kentlerinden biri olan yerleşim bölgesine, etrafında bulunan Gargara, Hamaxitos, Neandria, Kolonai, Larisa, Kebren veya Skepsis gibi Yunan kentlerinin halkları yerleştirilmiş.
Roma dönemi yazılı kaynaklarından ve yazıtlardan, Julius Cesar’ın Alexanderia Troas’ı ziyaret ettiği ve kenti başkent ilan edecek kadar önemli gördüğü anlaşılmaktadır.
Kentin hâlâ denizden görünebilir durumda olması, bazı Ortaçağ gezginlerini bu bölgeyi antik Troya’nın kalıntıları olarak görmesine neden olmuş ve kenti ziyaret etmelerinde büyük rol oynamıştır.
Antik dönemde, gemicilerin Karadeniz bölgesine gidebilmek için bölgeden geçmek durumunda kalması nedeniyle geçen gemicilerden gümrük ücreti alınmasıyla kent ticari anlamda yükselmiştir.
Kaynak: NET-MSNBC
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder